Neden Kore diye
sorulunca muhakkak ki Kore’yi tanıdığım ana gidiyorum ki benim Kore diye bir
devletin varlığından bile haberim yoktu. Japonya, Çin gibi Asya’nın
en büyük iki ülkesinin arasındaki bu yarım adanın beni bu kadar etkileyeceğini
daha önceden söyleselerdi gülüp dalga geçer belki de söverdim.. Çekik gözlülere
ilk ilgim Kore’yle başlamadı gerçi dövüş sanatlarını hep kıskançlıkla izlemiş
bize de öğreten bir ustamız yok ki diye çok hırpalamışımdır kendimi. Baştan
söyleyeyim ben bir kızım ve yakışıklı insanlardan etkilenmem gayet normal. İlk
etkilendiğim çekik insan da Koreli değil Çinliydi hani. Bir ara FOX’un ısrarla
her hafta yayınladığı Türkçeye ‘’Geçmişin İntikamı’’ olarak çevrilmiş Jackie
Chan’ın filmini izlediğimde hırsız olan kötü çocuktan oldukça etkilenmiştim. O
zamanlar internetimiz yoktu tabii ben her yerde deli gibi ismini arıyorum ama
nafile insanın en iyi dostu google olmayınca bu dünya yalan. Kime sorsam ben ne
bilim havasında. Ben en sonunda dayanamayıp internet kafeye gittim tabii ama bu
gerçekten benim için çok zordu. Türk erkeklerini kötülemek istemem ama ergenide
çekilmiyor hani, iğrenç bir ortamda 2 saat boyunca aradım çocuğun ismini –evet
internet özürlü biriydim- ve en sonunda oyuncuların film hakkındaki görüşlerini
belirttiği bir röportaj buldum youtube’da. İsimlerinide yazmışlar hemen altına
tabii benden mutlusu yok. Daniel Wuuuuuuu diye dolaşıyorum evin içinde artık
ben. Tabii internetim olmadığından 1-2 ayda geçti hevesim, ee ne yapayım bir
adını biliyorum o kadar! Çok bile beklemişim aha. Ben artık çekikleri unutmuş
OKS’ye hızla çalıştırılırken(!) TRT sağolsun beni unuttuğum çekiklerle tekrar
karşılaştırdı. Şimdi pek sevmememe rağmen Goong nam-ı diğer Düşlerimin Prensi
özellikle Yoon Eun Hye oldukça sevdirmişti o zamanlar kendini. Gelmeyeceğini
bildiğim halde yine de beklediğim Baykuşum gibi özel hiçbir yeteneği olmayan
birinin prenses olması, aşkı bulması, sabırla sevdiceğini beklemesi ne kadar
güzel duygular yaşatmıştır bana.. Allah belanı versin Shin Goon diye az
ağlamamamış, Lee Yul’un o kızsal güzelliğine hayranlığım kısa sürmemiştir. Sırf
bana yaşattıkları duygular için güzel bir diziydi diyebiliyorum şu anda. Hele
o dizi bittiğinde gösterilen ayıcıklar kadar sempatik bir son olamaz! Gerçi
Playfull Kiss ekibi onu da çarpmıştı ama olsun Goong’da güzeldi yahu..
Nihayet internet bağlantımızın
yapıldığı zaman ilk izlediğim dizi Coffee Prince & My Girl olmuştur ki,
Gong Yoo & Lee Da Hae en sevdiğim oyunculardandır. Laf dedirtmem onlara
yani. Oyunculuk olarak gerçekten çok başarılı bir ülke Güney Kore. Hyun Bin,
Lee Da Hae, Gong Yoo, Han Hyo Joo, Kim Sun Ah, Gong Hyo Jin, Cha Seung Won, Joo
Won, Kang Dong Won, Jang Dong Gun.. Daha böyle saymaya devam edebilirim ama
yeter bence. Diyorum ya yetenek bol bu ülkede. Hani hiç mi yeteneksiz yok?
Onlar da var. Bir Jang Geun Seuk, Kim Hyun Joong, Park Shin Hye, Lee Yeon
Hee'de gözüm görmesin dediklerimden hani.. ! Kore dizilerinin en sevdiğim
yanı kısa olması ki çoğumuzun öyle sanırım. Uzatıp bizi sıkmıyorlar, tadında
bırakmayı biliyorlar. Haftada iki bölüm yayınlayıp toplam 120 dakikalık bir
film çekiyorlar.. 2 ay içinde bitiyor
dizi. Uzun dizilerde var ama genellikle gündüz kuşağının kalitesiz yapımları
onlar. Uzun dizi yapmayı beceremediklerini de kabul edelim lütfen. Türklerin
eline kimse su dökemez o konuda aha. Fantastik öyküler nasıl Türkiye’de ilgi
görmeyi bıraktıysa da Kore’de aynı hızla devam ediyor. Ruh değiştirmeler, zaman
makinesi, ölüleri görmek, 9 kuyruklu tilki Gumiho.. Hepimize severek
izlettikleri de gerçek. Korelilerin en çok ağlama sahnelerine bayılıyorum ben,
hani böyle hümküre hümküre bütün güzelliklerini bir anda götüren bir ağlamaları
var ya ha işte o! Genellikle romantizmi kullanıyor Kore dizileri, iyi
yapıyorlarda gerçekten. Genellikle başroldeki kızlar yeteneksiz, sefil bir
hayat yaşayan ama ısrarla azmini kaybetmeyen iyi yürekli insanlar oluyor. Aptal
ama iyi sendromu nereye kadar gider bilmiyorum ama LYS sınavına 1 hafta sonra
girecek biri olarak tüm umutlarım yemyeşil duruyor. ‘’Aptal olabilirim ama
prensim beni bekliyor taam mı? Diye çemkireceğim birine aha. Şaka yaptığımı
zannedebilirsiniz ama çok ciddiyim Kore dizileri insanı aptal ama iyi olmaya iteliyor. Sonumuz hayrola.. Prensime gelince!
Gerçek hayatta evleneceğim kişiyle yapağım birçok şeyin temelinde Kore dizileri
var, itiraf ediyorum. Bir kere herhangi bir hayvan kostümü giyip hayvanat
bahçesine gitmeyi kesinlikle çok istiyorum. Milleti elleyip kaçıcaz ama!!! Lise
kıyafetlerimizi giyip diskoya mutlaka ama mutlaka gitmeliyiz saçma sapan
dansımızla herkes bize uymalı, bizden sonra her ay orda lise partisi yapılmalı.
Annemin önünde 3 ayı dansı yapması şart, kural bu dans eden kızı alır aha. Dediğim
gibi romantikliğin alası Kore dizilerinde, hiç yapmasalar bir aşk dörtgenini
dayıyorlar, hadi bakalım izleme sıkıyorsa. İzletmeyi, kendilerini takip
ettirmeyi çok iyi başarıyorlar. Kore dizisi izleyenlere laf edip bir tane Lee
Min Ho dizisi izleyip Kore fanı olan çok var, biliyorum. Çoğu da üniversitili
insanlardır bunların aha. Zaten Koreliler genç izleyiciyi hedef alırlar
genellikle ve kendileri de genç insanlara önem verirler. Özellikle bayanlar
için geçerli bu yaşı daha çocuk denecek kadar gençse ve güzelse hemen elinden
tutarlar. Artık nasıl tutuyorlar bilemem ama ünlü olur mutlaka o kız. Her
ülkede vardır bu zaten, sektöre mutlaka kirli eller sokulur. Kore’den soğumama
neden değil bu!
Korelilerin dünyada etkisini
gösterdiği diğer bir yöntem ise müzik.. Dizi müziklerinin üstüne tanımadığım bu
milletin müziklerini gerçekten çok seviyorum. Her ne kadar son yıllarda çıkan
gruplar bir öncekilerin kopyası veya sesten çok görünüşe önem verilen gruplar olsa
da K-Pop’un etkisi giderek büyüyor. Çoğu Kore severde bu böyle olmasa da ben
görünüşten çok yeteneğe önem verdiğimi iddia ediyorum. Kendi ülkemde de birçok
yetenekli müzisyen olmasına rağmen neden taaaaa Kore diyecekseniz, bende emin
değilim. Görünüş bir yere kadar insanı etkiliyor gerçekten sonrasında değer
verdiğiniz insanın kişiliğini gözlemlemeye başlıyorsunuz. Yapmacık, sulu sulu
her yerde aegyo yapan Koreli kızları sevmiyorum. Puing Puing nedir yani? Babaların
oğullarına ‘’Hadi oğlum amcana pipini göster’’ demesi gibi saçma ve itici bu
aegyonu göster bize olayı. Havalı kızlar daha hoş görünüyor bence. Azimli
insanlardan daha çok sevdiğim başka kimse yoktur dünyada nasıl ki Kore
dizilerindeki karakterleri sevmemin baş nedeni buysa K-Pop grupları içinde
azmine hayran kaldığım insanlar hep favorimdir. Böyle kişilikli insanlar hep
kendilerini fark ettirmişlerdir zaten. YG Family sevgim sonsuzdur bu yüzden. Başka
birçok sevdiğim grup var Kore’den ama hep vokale dayanaklı gruplar veya sololar
bunlar. Belki ismini bile duymadığınız bir Koreli şarkıcı benim favorimdir. Aslında Kore’de iyi ses bulmak hem çok kolay
hem çok zor. Kolay çünkü Korelilerin
gırtlak yapısı o kadar harika ki adamlar doğuştan şarkıcı resmen bu yüzden sesi
güzel olan bir nevi idare eder sesi olanların nerdeyse çoğu bir grupta şu anda.
Kore’de gruplar bu kadar başını almış giderken insan seçici olmaya başlıyor bir
süre sonra. Bir Ali, Aliee, Gummy, Lee Seung Chul dururken insanlar neden yeni
çıkmış sevimli bir yüzü daha çok sever anlamıyorum. Korelileri bende sevimli bulduğum
için izlemeye başladım ama bir süre sonra Kore gerçekten benim yurdum oldu. Türkiye
ile Kore’yi asla kıyaslamadım kafamda. İkiside benim sevdiğim ve gönül verdiğim
ülkeler, hep böyle düşündüm. Türk’üm, Türkiyeliyim, yaşadığım il Ordu’yu çok
seviyorum ama bu böyle. Sanırım bu yüzden sevdiğim ülkenin derinlerine indim ve
daha fazla sevebileceğim gerçek insanlar, kültürler, yaşamlar buldum.
Kore sevgim başladığı zamanlarda yaşadığım
yerde önemli bir insan sayılmazdım, arkadaş çevrem 1-2 kişiyle sınırlıydı ve anlaşıldığı
üzere sosyal biri hiç değildim. Bu sevgimi paylaşabileceğim kimse de yoktu
çevremde. Ablalarım da Kore severler ama
biri sadece yakışıklı erkekleri severken diğeri de üniversitesi nedeniyle şehir
dışındaydı. İnternette biriyle ilk kez Kore hakkında konuştuğumda aslında benim
de anlatacak çok şeyim olduğunu fark etmiştim. Yeni arkadaşlar edinmiş internet
arkadaşlığı yalan diyenlere inat koca bir aile olmuştuk. Tabii o zamanlar çok
kişi yoktu Kore sever ; normaldi iyi anlaşmamız. Sevdiğimiz insanları dinler
sevmediklerimizi çekiştirirdik. Tıpkı gerçek hayatta en yakın arkadaşınla
yaptığın konuşmalar gibi.. Gerçekliğine inandığımız arkadaşlığımız sıkı
fanlılığımız hala devam ediyor ve ben birlikte oluşturduğumuz bu çemberi Kore’den
daha çok sevdiğimi fark ediyorum. Bana Türkiye’nin 4 bir köşesinden mükemmel
arkadaşlıklar sağladı Kore, en azından bu yüzden ben Kore’yi bırakamam. Benim söyleyeceklerim bu kadar. Hepinize
selamlar, bir Kore sever de ben varım işte..
Yazı gerçek bir Kore yazısı olsun
istediğim için yarışmaya özel yazdığımı belirtmedim yukarıda, 2NE1 albümü
kazanmak istiyorum ama az önce de belirttiğim gibi bu çemberde Can ağbinin de
yeri çok büyük, asıl ondan bir hediye almak istediğim için yazdım. Umarım
eğlenmişizdir çünkü ben soğuk terler döktüm. ^^ Ha bu arada 4 yıl önce bugün
OKS’ye girmiştim ve yine 4 yıl sonra bugün liseden mezun oldum. Umarım bugün
bana uğurlu gelir..
Herkese Başarılar!
S.E.
Başarılar dilerim.
YanıtlaSil